Bu hikayede öğrenciler, kahramanı Silas'ı hayatının umutsuzluk ve aydınlanma yolculuğunda takip ederler. Terkedilmiş ve hayatının en derin umutsuzluğunu hisseden Silas, ocağında gizemli bir hediye bulunca geçmişini bastırmak zorunda kalır. Nefret ve güvensizlikle dolu eski bir cimri olan Silas'a en değerli hediye, yeni bir hayat verilir.
Silas tezgâhı, hayatında önemli bir simgedir. Gelir aracı olmasına rağmen, tezgah Silas'ın yalnızlığını ve gayretli niteliğini simgeliyor. Aynı zamanda Silas'ın ıssız hayatını tasvir etmeye yardımcı olur ve Silas'ın bir örümcek gibi metaforunu ekler: tezgâhının üzerinde, büyük, çıkıntılı gözleri ile süslenmiş, sürekli dokumaya başlar.
Evrensel bir simge olarak, ocaklar genellikle bir evin sıcaklığını ve mutluluğunu temsil eder. Silas için, çok daha fazlasını sembolize eder. Ona gelen hediye, çocuğu Eppie ve atıldıktan ve çalındığı zaman bulduğu sevgiyi temsil eder.
ALTIN
Silas'ın parası kendi ölümünün simgesi haline gelir. Altın paralarına tapmaya başlar ve her birinin yüzü onun arkadaşları olduğuna inanır. Cansız nesneye olan bağlılığı onun başkalarına olan güvensizliğini göstermektedir. Altın paraları sabit tutar çünkü insanlardan farklı olarak ona ihanet edemez, bırakabilir veya onu terk edemezler.